Kitap hakkında: 2014 / Bazı şehirlerin belirgin bir “telif hakkı” damgası var; sanki ülkeleri ve halkları yukarıdan yönetmek için belirlenmişler. Bunlar örneğin Roma, Paris, Konstantinopolis ve Moskova'dır. Bu amaçta bir sır yatıyor: Orta Çağ'da insanlarda, yani hükümdarlarda bulunan ve "kraliyet kanının" mucizevi özellikleriyle açıklamaya çalışılan bir tür özel lütuf. Bir şehir için “kraliyet kanının” temel özelliği, kendi etrafında mitler yaratmaktır. Bu mitler bazen günümüzle çağdaş, bazen de birkaç on yıl, hatta yüzyıllarca "geç" kalıyor ve ardından şehrin geçmişini anlatıyor. Moskova her zaman gizemli görüntüler üretti: tahtta bir kraliçe, Üçüncü Roma ve İkinci Kudüs, Rus tüccarların başkenti, dünya Bolşevizminin başkenti ve şimdi, öyle görünüyor ki, dünya Ortodoksluğunun başkenti imajı yavaş yavaş şekilleniyor. Kitap, Moskova gerçekliğini - tarihi, kültürel, mimari, günlük yaşamın yanı sıra çağdaşların ve torunların zihninde bu gerçekliği tamamen yeni bir şeye dönüştüren canlı görüntüleri anlatıyor..